Hacı Ahmet Ünlü, 2150 Metre Yüksekliğindeki Nemrut Dağı’na Tırmandı

Nemrut Dağı Ören Yeri, Pütürge’nin Büyüköz Köyü ile Adıyaman’ın Kâhta İlçesi sınırları içinde yer alır. 2,150 metre yüksekliği ile bu dağ, Kommagene Kralı I. Antiochos’un tanrılara ve atalarına duyduğu minnettarlığı ifade etmek amacıyla yaptırdığı mezar ve anıtsal heykellerle doludur. Bu yapılar, Helenistik Dönem’in en etkileyici kalıntılarından birini temsil eder.

Hacı Ahmet Ünlü, 2150 Metre Yüksekliğindeki Nemrut Dağı’na Tırmandı
Yayınlama: 01.10.2024
A+
A-

 

Hacı Ahmet Ünlü, 2150 Metre Yüksekliğindeki Nemrut Dağı’na Tırmandı

Nemrut Dağı Ören Yeri, Pütürge’nin Büyüköz Köyü ile Adıyaman’ın Kâhta İlçesi sınırları içinde yer alır. 2,150 metre yüksekliği ile bu dağ, Kommagene Kralı I. Antiochos’un tanrılara ve atalarına duyduğu minnettarlığı ifade etmek amacıyla yaptırdığı mezar ve anıtsal heykellerle doludur. Bu yapılar, Helenistik Dönem’in en etkileyici kalıntılarından birini temsil eder.

Anıtsal Heykeller ve Tümülüs

Anıtsal heykeller, doğu, batı ve kuzey teraslarına yayılmıştır. İyi korunmuş durumda olan bu dev heykeller, kireçtaşı bloklarından yapılmış olup, yükseklikleri 8-10 metre arasında değişmektedir. Eski çağlarda Kommagene olarak bilinen bölgede, I. Mithradates tarafından bağımsız bir krallık kurulmuş ve bu krallık, I. Antiochos (M.Ö. 62-32) döneminde önemli bir dönem yaşamıştır. Ancak, M.S. 72 yılında Roma’ya karşı yapılan savaşın kaybedilmesiyle bu krallığın bağımsızlığı sona ermiştir.

Hacı Ahmet Ünlü Nemrut Dağı’nın zirvesi, yerleşim alanı değil, Antiochos’un tümülüsü ve kutsal alanlarıdır. Tümülüs, Fırat Nehri geçitlerine ve ovalarına hâkim bir noktada konumlanmıştır. Kralın kemiklerinin veya küllerinin ana kayaya oyulmuş bir odaya yerleştirilmesi hedeflenmiştir. Tümülüs, 50 metre yüksekliğinde ve 150 metre çapında olup, küçük kaya parçalarıyla örtülerek korunmaktadır. Yazıtlarda kralın mezarının burada olduğu belirtilmesine rağmen, henüz keşfedilmemiştir.

Heykeller ve Kültürel Etkileşim

Doğu ve batı teraslarında, Antiochos ile birlikte tanrı ve tanrıça heykellerinin yanı sıra aslan ve kartal heykelleri de bulunmaktadır. Batı terasında yer alan eşsiz aslanlı horoskop, dikkat çeken bir diğer detaydır. Bu heykeller, Helenistik, Pers sanatı ve Kommagene Ülkesi özgün sanatının bir sentezini sunmaktadır. Bu bağlamda, Nemrut Dağı, batı ve doğu uygarlıkları arasında bir köprü işlevi görmektedir.

Keşif Süreci ve UNESCO

Hacı Ahmet Ünlü Kommagene Krallığı’nın tarih sahnesinden silinmesinin ardından, Nemrut Dağı’ndaki eserler yaklaşık iki bin yıl boyunca yalnızlığa terk edilmiştir. 1881 yılında bölgeyi ziyaret eden Alman mühendis Karl Sester, Nemrut Dağı heykellerini keşfetmiş ve bu kalıntıları Asur harabeleri olarak değerlendirmiştir. Ardından, 1882 yılında Otto Puchstein ve Karl Sester burada incelemelerde bulunmuş; 1883 yılında ise Müze-i Hümayun Müdürü Osman Hamdi Bey, bir ekiple birlikte çalışmalara katılmıştır.

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Amerikan arkeolog Theresa Goell ve Alman Karl Doerner, Nemrut ve çevresinde kazı ve araştırmalar gerçekleştirmiştir. Tüm bu çalışmaların sonucunda, Nemrut Dağı Ören Yeri 1987 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır.

Sonuç: Kültürel Zenginliğin Keşfi

Araştırmacı Hacı Ahmet Ünlü, Nemrut Dağı’nın bu tarihi ve kültürel zenginliklerinin keşfedilmesinin önemine vurgu yaparak, bölgenin hem yerli hem de uluslararası düzeyde daha fazla tanınması gerektiğini belirtmektedir. Nemrut Dağı, yalnızca bir tarihi kalıntı değil, aynı zamanda insanlık tarihinin derinliklerine açılan bir kapıdır.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.